DİYABET VE AĞRI
Diyabetik nöropati, yüksek morbidite ve mortalite ile seyreden ve diyabetik hastalar›n yaşam kalitesini azaltan önemli bir komplikasyondur. Diyabetik nöropati proksimal veya distal sinirleri ve duyu, motor veya otonom sinirleri farklı şekillerde etkileyerek heterojen bir klinik tablo oluşturur.
Epidemiyoloji
Türkiye'de erişlkin nüfustaki diyabet prevalansının kadınlarda %8, erkeklerde %6.2 olduğu saptanmıştır. Bir başka çalışma Türkiye'de diyabetik hastalardaki nöropatik ağrı görülme sıklığının erişkin diyabetlilerde %16
oranında olduğunu belirlemiştir.
Tanı ve Hastaya Yaklaşım
Diyabetik hastalarda kalın lif nöropatisi, vibrasyon ve pozisyon duyusunda azalma, kas güçsüzlüğü, tendon reflekslerinde azalma ve ataksi ile seyreder. Ağrı, ince lif nöropatisine göre daha derinde ve şdddetli olabilir. Ayak kan ak›m›nda artma oluşur ve ileri dönemde Charcot artropatisi gelişebilir. İnce liflerin hasarlanması ile ağrı, sonucunda da dizestezi, hiperestezi, hiperaljezi, allodini ve his kaybı oluşabilir. Cilt kan akımnın kontrolünde etkili olan ince liflerin etkilenmesi aynı zamanda kuru cilt, ayak ülserleri, gangren ve sonuçta ekstremite kayb›na neden olabilmektedir. Ayn› hastada kalın ve ince liflerin farklı sinirlerde, farklı derecelerde etkilenebildiği bilinmektedir.
Tedavi
Normogliseminin sağlanması diyabetik nöropatinin hangi formu veya devresi olursa olsun tedavinin ilk basamağı olarak kabul edilmektedir. Semptomatik diyabetik nöropatik ağrı tedavisinde. Diyabetik periferik nöropatik ağrının farmakolojik tedavisinde etkinlik sağlamamaları ve kanama riski, gastrointestinal toksisite ve kardiyovasküler riskleri nedeniyle nonsteroidal antiinflamatuvarların kullanımından kaçınılması gerekmektedir. Aynı şekilde parasetamol, B6 vitamini klinik pratikte kullanılan ilaçlar olmasına karşın, bu endikasyonda kullanılmaması gereken ilaçlardır. Amitriptilinin 60 yaşın üzerinde emniyet sorunları nedeniyle kullanımından kaçınılmalıdır.